8 Ağustos 2014 Cuma

En Büyük Şampiyon Emanuel Lasker



Satranç severler zaman zaman şampiyonları birbirleriyle kıyaslamayı severler. Satranç tarihinin en büyüğü kimdir? En yüksek ratinge ulaşan mı? en uzun süre şampiyon kalan mı? Yoksa rakiplerine en çok fark atan mı?

İkinci Dünya Şampiyonu Emanuel Lasker 26 yıl boyunca şampiyon kaldı ve unvanını Capablanca'ya kaybettiğinde 60'lı yaşlarındaydı. Şimdi Capablanca, Lasker'den daha büyük şampiyon mu? Üstelik şampiyonluk maçı Capa'nın ülkesinde Küba'nın tropik ikliminde yapılmıştı. Zavallı Lasker  iklimin de etkisiyle maçı yarım bırakarak terk etmek zorunda kaldı. Lasker unvanını kaybettikten sonra bile Capablanca'nın önünde turnuvaları bitirmiştir.

Bu tartışmaları bir yana bırakırsak Lasker satranç tarihinde çok öenmli bir figürdür. Lasker satranç tahtasındaki mücadelenin her anlamda bir mücadele olduğuna inanırdı. Tabii burada kasdedilen centilmenlik dışı hareketler yaparak avantaj sağlamak değildi. Richard Reti'nin güzel kitabı "Büyükustalar ve Modern Görüşler"de de anlattığı gibi Lasker rakiplerinin oyunlarını inceler ve onların zaaflarını hızlıca anlardı. Eğer bir oyuncu atak oyundan hoşlanıyorsa yeri geldiğinde onu oyunsonuna veya sakin konumlara çekmeye çalışırdı. Veya tersi durum varsa rakiplerini karmaşata sokardı. Reti bu durumu rakibi uçurumun kenarına getirmek olarak ifade ediyor. Evet uçurumun kenarı Lasker için de tehlikeli olabilir ama Lasker uçurumun kenarına gelmeye o kadar alışıktır ki bu durumda avantaj onda olurdu.

Bir defasında Capablanca ile oynamaktadır ve beraberlik Capa'nın işine gelecektir. Lasker beyaz ile kırışmalı İspanyol'a girer ki bu varyant beraberliğe gitmesiyle bilinir. Ne var ki siyahın beraberlik için aktif oynaması gerekmektedir. Capa beraberliği isterken aktif oynama düşüncesine uyum sağlayamaz ve kaybeder. Lasker'in psikolojik oyunu işe yaramıştır. Lasker bunun yanı sıra f5! gibi çok öenmli stratejik fikri de uygular. Bu hamle ile e4 piyonunu geri bırakır ve e5 karesini zayıflatır ama e6 karesi sayesinde avantaj elde eder. Yani Lasker'in başarılarını sadece psikolojiye bağlayamayız ama Lasker oyunun o yönüne vurguda bulunmuştur.

Eskiden sıklıkla olduğu gibi satranç oyuncuları profesyonel değildi. Lasker aslında bir matematikçiydi ve arkadaşı Einstein'a göre kendini bilime verse çok daha iyi olacaktı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder