17 Eylül 2014 Çarşamba

Satranç Hikayeleri Sitesi


Satranç şampiyonlarını biyografik ve kuru bir şekilde değil de onların ilginç özellikleri, hikayeleri ve mücadeleleriyle anlatmayı hedeflemiştik. Pek çok şampiyonun belki de bilmediğiniz özelliğini burada öğrendiniz. Şimdi tanıtacağımız Satranç Hikayeleri sitesinde yurt içi ve yurt dışından pek çok ilginç ve komik satrançla ilgili hikayeler anlatılmakta. İSD'nin iki efsane ismi Kahraman Tovim ve Ersinan Özkan'ın hikayeleri en ilginçlerden. Taimanov'un Fischer'e bu kadar kötü kaybetme sebeplerinden birini okuyunca da çok şaşıracaksınız.

Capablanca'nın nasıl da çapkın bir oyuncu olduğunu ve Rusya'da beğendiği bir kızı yemeğe davet etmek için neler yaptını okumak da ilginç. Peki Kasparov'un neden Olimpiyat salonuna Kahraman Olgaç'ın kimlik kartıyla girdiğini biliyor muydunuz?  Uluslararası basına da konu olan bu olay zamanla Türkiye'de de unutlumuş ilginç bir olay.

Satranç hikayeleri denince rahmetli Ali İpek'i de unutmak olmaz. Onun pek çoğu evde hazırlanmış ince esprileri hala tebessüm ettirir.

Mikhail Tal genç yaşta pek çok hastalıkla uğraşmak zorunda kalmıştı. Bu talihsizlik onu Küba'da da bırakmamıştır. Bir gün Kübalı bir kızla dans etmeye kalkınca başına gelenler (iki anlamda da) gerçekten şaşırtıcı.

Umarız yeterince merak uyandırmışızdır. Buyrun Satranç Hikayelerine

9 Eylül 2014 Salı

Wilhelm Steinitz Çığırı


Fakir işçi babası (Aksini düşüneceğimiz günler ne zaman gelir? "Zengin işçi babası"mesela) ve annesi onu 13'üncü çocukları olarak dünyaya getirmese satranç dünyası ilk resmi şampiyonundan mahrum kalırdı. O zamanki zor şartlara rağmen her nasılsa Steinitz 12 yaşında satranç oynamayı öğrendi. 20'li yaşlarda ise turnuvalarda oynuyordu. Viyana'da matematik ve Prag'da mühendislik eğitimi gördü. Turnuvalarda dev oyunculara karşı başarılar elde etti. 1863 yılında Blackburne'u yenerek önemli bir başarı elde etti. Bu galibiyet Steinitz'e pahalıya patladı çünkü Blackburne ile kapışırken evinden uzakta kalmış ve satranççı müşterilerini Harrwitz'e kaptırmıştı.

"Satranççı müşteri" deyince anlam veremediniz büyük olasılıkla. O zamanların sponsoru diyelim. Eskiden ustalar geçimlerini satrançtan ancak zengin insanlarla oynayarak kazanırlardı. Bedeli karşılığı zenginlerle belki de parasına oynarlardı. Günümüzdeki satranç derslerine benzer bir durum. Farkı eski ustaların rakiplerini yenerek ders vermeleri. Eh tabii amatörün ustayı yenme hayali ayrı bir motivasyon sağlıyordu para akıtmak için. İşte Steinitz evinden uzak kalınca müşterilerini büyük olasılığıyla tatlı dilliliği sayesinde Harrwitz bağlamış.

Şimdiki ustalar daha şanslı düye düşünebilirsiniz ama profesyonel anlamda satrançta onuncu sıradaki bir oyuncu herhalde teniste 10.000'inci sıradaki oyuncu kadar bile para kazanmıyordur.

Neyse Steinitz'a dönersek... Yirmili yaşlarda saldırgan stiliyle herkesi devirmiş. Ne var ki tüm bu başarıya rağmen bir arayışa girerek konumsal bir çığır açmış. Özellikle kapalı konumlarla ilgili getirdiği prensipler, konumsal yaklaşımları, fil çifti üstünlüğünün önemi ona yine büyük başarılar getirmiş. Öte yandan diğer satranççılar bu sağlamcı yeni yaklaşımı pek beğenmemişler ve onu korkaklıkla suçlamışlar. Bu sebeple aynı zamanda satranç köşesi olan Steinitz ile diğer köşe sahipleri arasında karşılıklı yazışmalar başlamış. yıllarca süren bu yazışmalar "Mürekkep Savaşları" olarak bilinir. Sonuçta Steinitz hem tahtada hem tartışmada zaferle çıkmış ve dahası onu tahtindan indirecek Emanuel Lasker de onun öğretileri ile kendini geliştirmiş.

Steinitz bir ara Amerika'ya Morphy ile oynamaya bile gitmiş. Her ne kadar üstünlüğünü kabul ettirse de Morphy yaşadığı sürece onu tam kabullenmemişler. Bilindiği kadarıyla tüm ısrarlara rağmen Morphy ona 5 dakika bile ayırmamış.

Steinitz yaşlılık yıllarında şunu diyormuş: "Şöhrete doydum artık para kazanmak istiyorum" Trajik... Ölümünden bir süre önce ruh sağlığını da kaybeden Steinitz tanrıyı satrançta yenebileceğini ve uzaktan mumu yakabileceğini de iddia etmiş.

Son olarak Büyük Wilhelm'in tek tutmayan teorisi şu: Şahın güçlü bir silah olduğunu ve kendini korumakta gücünün küçümsendiğini söylüyordu. Zaman zaman şahın tehlike altında kaldığı varyantları tercih ederdi. Tamamen yanlış bir söylem değil ama yetersiz olduğu kesin.